Bruce Wayne vs. Talon

Baykuşlar Divanında en sevdiğim sahnelerden biri buydu. Batman her zamanki gibi gece vardiyasındayken çok esrarengiz bir şekilde ölen cesedi Dedektif Harvey Bullock ile incelerken şifreli mesajı çözer, mesaj: ''Bruce Wayne yarın ölecek.'' Bruce bu divan ve yırtıcıları hakkındaki kocakarı masallarını hiç ciddiye almamıştı. İş üzerinde görüşme halindeyken saldırıya uğruyor ve dikkat çekmemek için tesadüf eseriymiş gibi birkaç yumruk ve tekme sallıyor.

Batman Gotham Şehri'nin Baykuşlar Divanı ile ilgili hikayeleri duymuştu. Gölgeler içinde buluşup, bir yırtıcı gece kuşunu kartvizitleri olarak kullanan bu güçlü örgütün üyeleri, Gotham'ın gerçek hükümdarlarıydı. Ancak Kara Şövalye bu hikayeleri dedikodu ve kocakarı masalı olarak değerlendirmişti. Gotham onun şehriydi.

Şimdiye kadar.

Vahşi bir suikastçı, jilet gibi keskin pençelerini şehrin en iyi, en aydın insanlarına aynı zamanda en tehlikeli ve en ölümcül olanlara saplıyıyordu. Eğer karanlık efsaneler gerçekse suikastçının efendileri, Batman'in hayal dahi edemeyeceği kadar kudretli birer yırtıcıydı - ve her yerde yuvaları vardı…
(Tanıtım Bülteninden)

Ölmediğini söyle

Ölmediğini söyle

Talon mu? Hayır, ölmedi. Talonlar ölümsüz zaten. (Hücrelerinde Divan tarafından sentezlenilmiş özel bileşen var. Ölü dokuyu yeniden canlandırıyor. Bedeninde kayda değer Elektron var. Sadece kanında değil hücrelerinde de, alışım dişine baykuş şeklindeki minik bir cisimden bedenine, yıllar boyunca ağır ağır yayılmış. Hücreler bileşikle bütün haline gelince tekrar aktif olup iyileşme yeteneğine kavuşuyor ama bileşik, adeta vücudu ısıyla çalışan bir hücre yenileme fabrikasına dönüştürdüğü için buna soğuk ile son vermek mümkün. Böylece etkisiz kılmak için vücut sıcaklığının düşük seviyede kalması için Bruce tarafınan soğutucu madde enjekte edildi.)



Bu çizgi roman hakkında diyecek çok şey var ama detaya girmek istemiyorum Bu kapışma sahnesi antreman gibi bir şey. Siz asıl kapışmayı görseniz bir de

Cilt 2'nin konusuysa şöyle

Bir Yüzyıldan Daha Uzun Bir Süredir, Baykuşlar Divanı Gotham Şehri Üzerinde Hüküm Sürdü.
Etki Alanı Sınırsız, Gücü Engellenemez.

Batman ile savaşana kadar.

Gotham'ın kanundışı koruyucusu Divan'ın pençesinden, zihni ve bedeni paramparça olmuş bir şekilde kurtulmayı başardı. Kara Şövalye yeni ve ölümcül saldırganlarıyla yaptığı düelloyu kazanmayı başardı fakat henüz savaşı kazanmış değil. Batman, Divan'ın fetih seferinin yalnızca ilk ayağıydı. Artık gözlerini çok daha büyük bir şeye diktiler: Gotham Şehri.

Hainler, Batman'in değer verdiği her şeyi tehdit edecekler: Gizli kimliği. Evi. Üsleri. Dostlarına ve düşmanlarına karşı olan inancı. Divan'ın ölümcül askerleri, Pençeler, onu yok etmek için peşine düştüğünde, Kara Şövalye ve müttefikleri kendilerini şimdiye kadar karşılaştıkları en tehlikeli yırtıcılar ile bir ölüm kalım savaşının ortasında bulacaklar.

BATMAN: THE CITY OF OWLS (BATMAN 8-12 arası sayıları ve BATMAN ANNUAL 1 bu ciltte toplanmıştır) yayınlandığı andan itibaren bir klasik olarak anılmaya başlanmış, Kara Şövalye'nin, Gotham Şehri'nin en eski ve en karanlık güçleriyle olan savaşının destansı öyküsü, New York Times çok satanlar listesinin 1 numarası olan yazar SCOTT SNYDER (AMERICAN VAMPIRE), çizer GREG CAPULLO (SPAWN) ve yetenekli misafir sanatçıların katılımıyla oluşan yaratıcı ekibin elinden çıkmıştır..
(Tanıtım Bülteninden)

Sakının Baykuşlar Divanından; gözleri daima üzerinizdedir, hükmederler Gotham’a, kara bir tünek ve betonların ardından. Daima izlerler yüreğini, daima gözlerler yattığın yeri, fısıltıyla dahi bahsetme onlardan yoksa Talon’u yollar gelir alır kelleni…

Şunun 2.cildinin yeniden basılmasını dört gözle bekliyorum. İlki efsaneydi. Hiçbir çizgi roman beni bu kadar etkilememişti. Çok gerilime düşürüyor. Batman'in, Gotham'ın her köşesini, tünellerini ve çıkışlarını çok iyi bildiğine dair bir söylenti vardı. Bu çizgi romanda çok iyi anladım. Gerçekmiş. Ve neden Batman'e dedektif denildiğini de çok iyi anladım.

Spoiler

Diğerleri ne zaman uyandırılacak

Cilt 1'in sonunda hepsini uyandırıp şehre saldılar. Batman bir tanesiyle çok zor baş etti ama bakalım diğerlerine ne yapabilecek? Bu sefer oğulları da yayında olacak sanırım. Nightwing ve ve Robin. Diğer çocukları ne alemde bilmiyorum

Birkaç resim gördüm cilt 2'den. Batcave dövüşünde zırh giyecek.

Zırh iyidir giysin

Zırh iyidir giysin

Zırhlı versiyonunu çok sevmiyorum ama idare eder Bu arada attığım 5 sayfalık kapışmanın Türkçesi şöyle. Burada devam sayfasını da yazmışlar okuduğum için biliyorum.

Bruce: Onu tanımıyorum. Hızlı biri. Yeni biri. Sadece o ve ben varız ama yine de... dikatli olmalıyım. Kendimi dizginlemeliyim. Kimin gözetlediğini asla bilemezsin. Şans eseri denk gelmiş gibi görünecek birkaç yumruk atmalıyım. Karın boşluğundaki sinirler. Çenenin altındaki sinir-- Tamam. Bu kadar oyun yeter.

Anlamyorum. Soluk borusunu havasız bırakmak yalnızca beş kiloluk bir baskı gerektirir. Şu an elli kilonun üstünde bir kuvvet uyguluyorum ama gözünü bile kırpmıyor. Bir şeyin etkisinde olmalı. Bir tür serum belki?

Talon: BRUCE WAYNE. BAYKUŞLAR DİVANI SENİ ÖLÜME MAHKUM ETTİ.

Bruce: Yedili çemberdekilere tutunmak için çok uzaktayım... diğer beşine ulaşana kadar da çok hızlanmış olacağım. O hızla kollarım bile kopabilir.

Talon: WAYNE'LERİ ÖLDÜRMEYİ ÖYLE SEVİYORUM Kİ.

Bruce: Eski Wayne Kulesi'nin tasarımı hakkında önceden bahsetmediğim bir şey var. Tur rehberimizin de bahsetmeyeceği bir şey bu. Zira ziyaretlerde pek bahsi açılmayan bir muhafız daha var. 1930'da yapıya sonradan eklendiği ve ne asansörlerden ne de diğer katlardan görünebildiği için, kimse ondan bahsetme zahmetine girmiyor. On üçüncü muhafız. Alan'ın oğlu Henry-büyük büyük babam-tarafından yaptırıldı. Gotham'a hava yoluyla gelenleri karşılamak için.

Beni öldürmeye çalışan her kimdiyse, iyiydi. Ama bir hata yaptı. Gotham'ın efsanelerini benim aleyhime kullanmaya çalıştı. Fakat bu şehrin ihtiyacı olan tek efsane benim. Birçok açıdan, Gotham benim en eski ve en hakiki dostum. Ve beni herkesten iyi tanıyor, ben de onu. Bu yüzden şunu söyleyebilirim ki Baykuşlar Divanı diye bir şey yok. Gotham'da yok. Benim şehrimde yok.